“Bende ki” mi, “Bendeki” mi? TDK’ya Cesur Bir Bakış ve Yazımın Bilimi
Şunu net söyleyerek başlayayım: Yazım yanlışlarının çoğu “dikkatsizlikten” değil, kuralın arkasındaki mantığı kavrayamamaktan doğar. “Bende ki nasıl yazılır TDK?” sorusu da bunlardan biri. Tartışma açıyorum: Kuralları ezberlemek yerine, dilin işleyişini bilimsel olarak anlatsak; “bendeki” meselesi hâlâ bu kadar karışır mıydı?
TDK Kuralının Özeti: “-ki” Ne Yapar, Neden Bitişik?
Bilimsel lensle başlayalım. Türkçede iki farklı ki vardır:
- Bağlaç olan “ki” cümleleri bağlar ve ayrı yazılır: “Biliyorum ki doğru.”
- İlgi zamiri/sıfatı “-ki” ise önceki isim ya da zamiri niteleyip bitişik yazılır: “evdeki”, “dünkü”, “bendeki”.
“Ben-de-ki” morfolojik olarak üç parçadır: ben (zamir) + -de (bulunma hâli eki) + -ki (ilgi eki). Bu ek, önceki öğeye yapışır ve ortaya “bendeki” çıkar. Araya boşluk koymak, ekin görevini bozar; “bende ki” yazdığınız anda ilgi ekini bağlaçmış gibi konumlandırır, cümle aklî tutarlılığını yitirir.
“Bende” ile “Ben de” Farkı: Neden Herkes Karıştırıyor?
Kafa karışıklığının kökü burada. “Bende” (tek kelime) bulunma bildirir: “İlaç bende.” “Ben de” (ayrı) ise ekleme anlamındadır: “Ben de geliyorum.” Şimdi “bendeki”yi düşünün: “Bendeki kitap eski.” Burada “bendeki” hangi kitap? sorusuna cevap veren niteleyicidir. Dolayısıyla bitişiktir. “Bende ki kitap” yazarsanız, gizlice “bende ki…” diye iki ayrı yapı kurmuş olursunuz; dilbilgisel görevler çakışır.
Bilimsel Gerekçe: Anlam Kaynaşması ve Morfoloji
Dilin “neden böyle?”sine gelirsek: Birleşik yazımın dayanağı, anlam kaynaşmasıdır. -ki, kendinden önce gelen bir adı ya da eki işaret eder, onu yeni bir niteleyiciye dönüştürür. Bu dönüşümün görünür işareti de bitisik yazımdır. Kısacası, yazım sadece estetik bir tercih değildir; anlamsal bir kontrattır.
Benzer örnekler: “evdeki gürültü”, “sendeki notlar”, “ondaki hâl”. Hepsi aynı şablonu takip eder: isim/ek + -ki → tek kelime.
Provokatif Soru: Kural Açıkken Neden Hâlâ Yanlış Yazıyoruz?
Belki de sorun, kuralın sunuluşunda. Ders kitapları çoğu kez “bağlaç ki ayrı, ilgi -ki bitişik” deyip geçiyor. Peki ya işaret testleri? Öğrenciye “hangi? sorusuna cevap veriyorsa bitişik” gibi bilişsel kancalar sunsak, hata payı düşmez mi? Ya da dijital sözlükler, yazarken gerçek zamanlı olarak “bendeki” önerisini daha görünür kılsa; yanlış yazım oranı dramatik biçimde azalmaz mı?
Uygulamalı Tanı: Üç Adımlı “Bendeki” Testi
- Soru sor: Kelime cümlede “hangi?” sorusuna yanıt veriyor mu?
“(Hangi) kitap? → bendeki kitap” → Bitişik. - Değiştir: “bendeki”yi “benim üzerimde/yanımda olan” ile değiştirebiliyor musun?
“Benim yanımda olan kitap” anlamı tutuyorsa → Bitişik. - Ayrıştır: “bende”yi silip “ben de” getirdiğinde anlam bozuluyorsa yanlıştasın.
“Ben deki kitap” anlamsızsa → “bende ki” hatalıdır.
Yaygın Tuzaklar ve Net Örnekler
- Doğru: Bendeki taslak son hâline yakın.
- Yanlış: Bende ki taslak son hâline yakın. (araya boşluk olmaz)
- Doğru karşılaştırma: Bende yok, ben de gelemem. (ikisi farklı görevde)
- Kural aynası: Sendeki dosya / Evdeki sorun / DünkÜ toplantı.
Eleştirel Parantez: TDK Ne Yapmalı, Biz Ne Bekliyoruz?
TDK, kuralı tanımlar; tamam. Ama 2025’te hâlâ “bende ki” yazan bir kitle varsa, mesele sadece bireysel dikkat değil, arayüz ve erişilebilirlik meselesidir. Neden çevrim içi sözlükte “bendeki” girişi aranana göre otomatik düzeltme ve örnek cümle zenginliği varsayılan değil? Neden kamu spotları, ki/da ayrımı gibi yüksek hata frekanslı konuları mikrovideolarla anlatmıyor? Dil kurumu kural koymanın ötesine geçip bilişsel alışkanlık inşa etmeli.
Provokatif soru: Kurumsal dil otoriteleri doğruyu söylemekle mi yetinmeli, yoksa doğruyu öğretme biçimini de bilimsel verilerle optimize etmeli mi? Eğitimde geri bildirim döngüsü kurulmadan, aynı yanlışı tekrar etmek kader gibi görünmüyor mu?
SEO Odaklı Mini Rehber (Ayrı mı, Bitişik mi?)
- “Bendeki mi, bende ki mi?” → bendeki (bitişik)
- “Bende mi, ben de mi?” → bende (yer), ben de (ekleme)
- “ki bağlacı” → ayrı: “sanırım ki…”
- “-ki ilgi eki” → bitişik: “evdeki”, “bendeki”
Sonuç: Yazım Ezber Değil, Düşünme Biçimidir
“Bende ki nasıl yazılır TDK?” sorusunun yanıtı basit: bendeki. Ama asıl mesele, bu cevabı neden böyle verdiğimizdir. Dil, bir yazım listesi değil, mantık örgüsüdür; morfoloji ve anlam ilişkisini kavradığınızda, kural kendini dayatır. O hâlde size meydan okuyorum: Yarın yazarken “hangi?” sorusunu içinizden fısıldayın; bakalım yanlışlar nasıl kendiliğinden ayıklanıyor. Peki sizce dil öğretiminde bir sonraki adım, kuralları çoğaltmak mı, yoksa düşünme kalıplarını değiştirmek mi?